.

Header Ads

ad

Özgün Bilge.

Issız bir adada tek başınıza kalırsanız deniz suyunu mu yoksa kendi idrarınızı mı içmelisiniz?



Deniz suyu kanın üç katı yoğunluğundadır. İnsanların tuzlu su içmemeleri gerekiyor çünkü bunu yapmak vücudu kendi sıvılarından daha yoğun olan bir solüsyonla baş etmek zorunda bırakır. Tuz fazlasından kurtulabilmek için vücudun onu böbreklerden idrar şeklinde atması gerekir. Böbrekler ise sadece tuzlu sudan daha az tuzlu olan idrarı üretebilirler; bu yüzden de eğer tuzlu su içerseniz bol bol idrara çıkarsınız ve aşırı su kaybedersiniz. Bu durum da, vücudunuzun susuz kalarak, kanınızda sodyum fazlası bırakmasına neden olur. Bunun üzerine su, kanınıza karışmak için tüm diğer hücreleri terk eder. Susuz kalan hücreler büzülerek işlevlerini yerine getiremezler. Sonuç olarak kaslar zayıf düşer ve ağrımaya başlar. Kalp atışları düzensizleşir, bilincinizi yitirir, nihayetinde de ölürsünüz.



İdrar içmek ise büyük ihtimalle deniz suyundan daha güvenlidir, ama buradaki sorun da içecek suyunuz olmadığında vücudunuzun susuz kalması ve idrar üretememesidir. En iyisi geminizin hiç batmaması ya da batarsa da yağmur yağması.


Issız bir adada tek başınıza kalırsanız deniz suyunu mu yoksa kendi idrarınızı mı içmelisiniz? Issız bir adada tek başınıza kalırsanız deniz suyunu mu yoksa kendi idrarınızı mı içmelisiniz? Reviewed by ozgun bilge on Ağustos 23, 2016 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Affiliate Marketing

Blogger tarafından desteklenmektedir.